EMREDİLDİĞİ GİBİ DOĞRU OLMAK
Değerler toplumları ayakta tutan ve toplumun bozulmasını engelleyen özelliklerdir. Değerlerini kaybeden toplumlar ya asıllarını kaybetmişler dejenere olmuşlar veya tarih sahnesinden silinmişlerdir.
-Peygamber Efendimizin(S.A.V.)’in Hazreti Ebubekir’e;Hud Süresinin 112 ayeti beni yaşlandırdı.O ayette Yüce Allah: Emrolunduğun gibi dosdoğru ol buyurmuştur.
Yine Peygamberimiz ashabı(arkadaşları) ile konuşurken;
-Kalbi dürüst olmadıkça kulun imanı doğru olmaz. Dili doğru olmadıkça da kalbi doğru olmaz, diye buyurarak doğruluğun önemini vurgulamıştır.
Doğruluk imanın kaynağıdır. Yalan da tam tersi olarak küfrün(İnançsızlığın) kaynağıdır. Bu yüzden her şeyden önce bize lazım olan doğruluktur.
Sonra yalan konuşmamaktır.
Doğruluk islamiyetin aslıdır. Üstün özelliklerin başıdır. Yüce duyguların gereğidir. Manevi hastalıkların tedavisi ancak doğrulukla mümkündür. Bu yüzden doğruluğu toplumda yaymak ve yaşatmak gerektir.
Doğruluk sosyal hayatın kaynağı ve çekirdeğidir. Sosyal hayatın düzenlenmesi doğru yaşamaktan ve doğru konuşmaktan geçer.
Ayrıca doğruluk ve yalancılık sadece sözle olmaz.Gösteriş de bir nevi fiili yalancılıktır, dalkavukluk, yağcılık da alçakça bir yalancılıktır, Nifak, ayrılık, fitne ve ikiyüzlülük muzır, zararlı bir yalancılıktır. Yalan söylemek Allah’ın gücüne, kuvvet ve kudretine iftiradır. İnançsızlık bütün yönüyle yalandır, yalancılıktır. Çünkü yaratılan her şey yaratana işaret ettiği halde yaratıcıyı tanımamak yalancılıktır. Kurtuluş yalnız ve ancak doğrulukla olur, kopmaz ve bizi birbirimize bağlayacak sağlam bağ ancak doğruluktur.
Peygamberimizin bir gün ashabına;
-Acı da olsa doğruları söyleyiniz buyurmuştur, Peygamberimiz hiçbir zaman yalan söylememiştir ve ne küçüklüğünde, ne büyüklüğünde şakadan dahi yalan söylemediğinden düşmanları dahi O’na Muhammed’ül Emin demişlerdir.
Hazreti Ömer; Doğruluk ve dürüstlük pahalı bir eşyadır. Her insanda bulunmaz.
Bir gün Abdulkadir’i Geylani Hazretlerine şöyle sordular:
Siz bu yola çıktığınız zaman temeli ne üzerine attınız? Ne işler yaparak bu makamlara eriştiniz?
Hazret şu cevabı verdi:
-“Ben bu işe başladığım zaman temelimi doğruluk üzerine attım. Hiçbir zaman yalan söylemedim. Yalanı kağıt üzerine dahi yazmadım. İçimden de yalan söylemek gibi bir niyet beslemedim. İçimle dışımı bir ettim. Böylece işlerim de rast gitti.
Ahlakları yıkan, bütün kötülüklere sebep veren, sosyal hayatı zehirleyen, insanlar arasında kargaşaya sebep olan, Müseylime’yi(yalancı peygamber)’i alem rezil eden yalandır.
Her söylenenin doğru olması gerekir, inancın temelinde doğruluk vardır. Yüksek ahlaka sahip olmanın yolu doğruluktan geçer, ilerlemenin ve yükselmenin gereği doğruluktur. Düzen doğrulukla sağlanır, insanlığın kurtuluşu hal, hareket ve sözde doğruluktadır. Kısaca özde ve sözde doğru olmak gerekir.
İnatçı ve adetlerine sıkı sıkıya bağlı bir toplum olan arap milletinden, sahabe adıyla örnek bir toplum meydana getiren özellik doğruluktur, Hazreti Ebubekir’e SIDDIK ünvanını kazandıran, Hazreti Muhammed’i (S.A.V.) insanlık aleminin ulaşabileceği en yükseğe çıkaran, Allah’la görüştüren(Mi’raca çıkaran) özellik doğruluktur.
|
|
|
|